Engin, yaptığı açıklamada, 2019-2020 eğitim-öğretim yılının ilk döneminin sona erdiğini ancak dönem başında dile getirdikleri sorunların hala devam ettiğini aktardı.

TÜRK EĞİTİM-SEN BAŞKANI ENGİN ‘FORMASYONSUZ ÖĞRETMEN’ SORUNUNA DİKKAT ÇEKTİ

Ücretli öğretmen yerine atama bekleyen öğretmenlerin atamasının yapılması gerektiğine değinen Engin,  “Ücretli öğretmen, girdiği ders başına ücret alan dolayısıyla aylık ücreti asgari ücret bile olmayan öğretmendir. Bu öğretmenlerin hiçbir özlük hakkı bulunmamaktadır. Okul müdürü istediği anda işine son verebilir. Öğretmenlik formasyonu almayan, iki yıllık mezun olanlar dahi ücretli öğretmen olarak görev yapabilmektedir. Devletin öğretmen açığını böylesine aciz bir yöntemle gidermeye çalışması çok acıdır” ifadesinde bulundu. Engin, her yıl 40 bin öğrencinin eğitim fakültesinden mezun olduğunu, ancak atama sayısı yetersiz olunca, büyük bir yığılma söz konusu olacağını ifade ederek, bu sayının ilerleyen yıllarda milyona dayanabileceğini kaydetti.


“Ataması yapılmayan öğretmen problemi, başka işlere yönelen ya da yıllarca işsiz kaldığı için bunalıma giren hatta intihar eden öğretmen
vakaları ile karşılaşmamıza da yol açmaktadır” diyen Engin, açıklamasında şu konulara değindi:“Bu aynı zamanda sosyal bir sorundur. Hayatlarının
baharında iş bulamadığı, cep harçlığına muhtaç olduğu için intihar eden öğretmenlerimizin sayısı günden güne artmaktadır. Bu öğretmenlerimiz
donanımlı olmasına, yıllarca eğitim fakültesinde dirsek çürütmesine rağmen eline ekmeğini alamamanın verdiği buhran ile son seçenek olarak
hayatına son vermeyi çare olarak görmektedir. Devletimizin bu yaşanan intihar vakalarına kayıtsız kalmaması gerekir.

2020 yılı için öğretmen atama sayısını sadece 20 bin olarak belirlemek sağlıklı bir yaklaşım, doğru bir atama politikası değildir. Elbette öğretmen
atamalarının bir maliyeti olduğunu biliyoruz. Ancak MEB’in Hükümete ve Maliye Bakanlığı’na durumun vahametini anlatıp, daha fazla bir sayı için
gerekirse baskı yapması geleceğimiz açısından büyük önem taşımaktadır. Elbette üniversite sayıları ve kontenjanları da ihtiyaçlara göre
belirlenmelidir. 20 bin atamayı kabul etmiyoruz. Eğitimin şu anki atama ihtiyacı en az 100 bindir. Bu minvalde yapılması gereken Şubat ayında 20
bin atamaya ilave olarak 40 bin atama daha yapılmasıdır. 2020 yılı için hedefimiz 100 bin atamadır. Eğitime yapılan yatırım devreye girdiğinde
maliyet hesabı en son düşünülecek konu olmalıdır. Söz konusu olan ülkemizin geleceğidir. Bölgeler arası farklılıklar hala giderilemediği için okullarımız çok farklı düzeyde eğitim vermektedir. Hal böyle olunca, bölgelerin eğitim haritalarının çıkarılması, mevcut durumun saptanması, müfredattan, yönetici kademesine kadar tüm hususlar dikkate alınmalıdır. İdeolojiler, siyasi ve sendikal tutumlar bu süreçten uzak tutulmalı, objektif şekilde tarama yapılarak, eğitim kalkınma planları oluşturulmalıdır. Bu bölgeler için ihtiyaçlar belirlenip, yatırımlar buna göre yapılmalıdır.
4+4+4 sisteminin ilk mezunları bu yıl lise kapısına dayanacaktır. Dolayısıyla yaklaşık 800 bin ilave öğrenci bu sene LGS’ye girecektir. Bu da yığılmanın geçen yıldan daha fazla olacağını ortaya koymaktadır. MEB’in ivedi olarak yeni derslik üretmesi gerekir. Ayrıca yapılacak en
önemli iş; kapasitesinin çok altında eğitim hizmet veren okul türlerinin,bu atıl kapasitesinin o eğitim bölgesinde ihtiyaç olan okul türlerine tahsis
edilmesidir. Bu da pansuman bir tedbir olacaktır.”