Engin bir grup sendika üyesiyle Atatürk Meydanı’nda yaptığı basın açıklamasında, öğretmenlik mesleği kanunu ve ekonomik talepleriyle ilgili basın açıklaması yaptı. Engin, “Halen öğretmenler kadrolu, sözleşmeli, ücretli olarak üç modelle istihdam edilmektedir. Aynı işi yapan öğretmenlerin farklı statüde istihdamı hem eğitimimize vurulan bir darbedir hem de öğretmenlik mesleğinin geleceğini zedelemektedir. Bu noktada eğitim-öğretim hizmetlerinde tek istihdam modeli kadrolu öğretmen olmalıdır, öğretmenlerimiz öğretmen odalarında bölük pörçük edilmemelidir” dedi.

Türk Eğitim-Sen Şube Başkanı Engin açıklamasında şunları kaydetti;“Vergi öderken yüzde 36,2 zamla karşılaşıyoruz ama cebimize giren para sadece yüzde 5+7 artıyor.  O da resmi olarak yüzde 20’lere dayanmış enflasyon kadar bile değil.  Verirken cimri alırken bonkör olunca çalışanların bir cebine girmeden öbür cebinden fazlasıyla geri alınan zamlarla karşılaşıyoruz. Dolayısıyla sürekli değer kaybeden memur maaşının da yeniden değerlemeye ihtiyacı var. Bu noktadan bakınca kamu çalışanlarının gelirlerinin erimemesi için makul olan oranın en az yeniden değerleme oranı olan yüzde 36,2 olması gerekiyor. İşte bu yüzden biz, “Nimette de külfette de adalet” diyoruz.  Bu adaletin sağlanması için derhal maaşlara 1000 TL seyyanen zam ve ayrıca yüzde 3 enflasyon zammının üzerine refah payı istiyoruz.

“Talebimizi yıllardır ortaya koyuyoruz”

Buradan bu utanca sebep olan çalışanın yanında değil işverenin yanında saf tutanlara karşı tavır bellidir. Tam Meslek Kanunu unutuldu mu diye sorarken23 Kasım 2021 tarihinde çalışmaları tamamlanan Meslek Kanunu’nu kısa sürede meclisimizin takdirine sunulacağını öğrendik.Türk Eğitim-Sen olarak,  mesleğin saygınlığını artıran ve mesleğin statüsünü sağlam bir zemine kavuşturacak bir meslek kanunu talebimizi yıllardır ortaya koyuyoruz. Bu doğrultuda Meslek Kanunu’nu desteklediğimizi ifade etmiştik. Tabi bu desteğimiz, devlet memuru olmamız hasebiyle sahip olduğumuz mevcut hak ve kazanımlarımızın baki kalması kaydıyla olacaktır. Öte yandan hazırlıkları tamamlandığı söylenen Meslek Kanunu’nun eğitimin paydaşlarıyla henüz paylaşılmamış olmasını da anlayabilmiş değiliz.

“Somut bir adım atılmaması kabul edilemez”

Kapalı kapılar arkasında süreç yürütülmesini kabul etmiyoruz. Meslek Kanunu’nun bir an önce paydaşlar ve kamuoyu ile paylaşılması noktasında Bakanlık’tan bir an önce adım atmasını istiyor bir oldu bittinin karşısında duracağımızı ifade ediyoruz.Ayrıca şu hususu da özellikle vurguluyoruz ki; eğitim çalışanları 23 Ekim 2018 tarihinden beri beklemektedir. Söz verildiği halde üç yılı aşkındır Meslek Kanunu ile ilgili somut bir adım atılmamış olması kabul edilemez bir durumdur. Bu durum, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin ciddiyetiyle bağdaşmamaktadır. Bundan dolayı bu konuda daha fazla gecikme yaşatılmamalı ve 2022 bütçe görüşmelerinin tamamlanmasıyla birlikte meslek kanunu TBMM gündemine getirilmeli ve derhal yasalaşmalıdır. Bu konuda TBMM’deki tüm partilerin katkısını beklediğimizi ifade ediyoruz.”