giresunguncel @ gmail.com

Savaşlarda, dünyalık adına her şeyini kaybeden bir ananın kaybettiklerimizi tekrar kazandıran bir ananın, bir zamanlar dört kıtada at oynatan, nal şakırdatan kısrak kişneten kahramanları doğuran bir ananın, dünyayı bir padişaha çok, iki padişaha az gören hükümdarlara meme veren bir Türk ananın, Anadolu’ya ismini takan milyonlarca anadan bir ananın evinde pamuk el cephede demir el olan binlerce anadan bir ananın vatanını kan korur, mürekkep yüceltir.

“Kan şehidin, mürekkep muallimindir” ifadesinde kan ve mürekkebin tüccarlığından başka bir ticaret bilmeyen bir ananın, hasretiyle yanıp yakıldığımız, aradığımız, muhtaç olduğumuz, yokluklarını hissettiğimiz bir ananın, harbe gönderirken biricik oğluna söylediği şu sözler ne kadar muhteşemdir Ya Rabbi; “Hüseyin’im aslan oğlum benim… Dayın Şıpka’da, baban Dömeke’de ağalarında 8 ay evvel Çanakkale’de şehit düştüler. Bak, son yongam sensin… Minareden ezan sesi kesilecekse, camilerin kandilleri sönecekse sütüm sana haram olsun, öl de köye dönme, yolun Şıpka’ya uğrarsa dayının ve eğer Dömeke’den geçersen babanın ruhuna bir Fatiha okumayı unutma. Haydi oğul, Allah yolunu açık etsin…”

“Haydi yavrum, ben seni bugün için doğurdum
Hamurunu yiğitlik duygusuyla yoğurdum
Türk evladı odur ki yurdu olan toprağı
Ana ırzı bilerek yad ayağı bastırmaz.

Bir yabancı bayrağı,
Ezan sesi duyulan hiçbir yere astırmaz.
Git evladım yıllarca ben oğulsuz kalayım
Şu yaralı bağrıma kara taşlar çalayım
Haydi oğul haydi git
Ya gazi ol, ya şehit.”

Başka bir ana ise şehit bir kocanın karısı olmanın vakarıyla dini ve milli misyonu kucaklarcasına ve hatta ayakta kalmak pahasına dünyanın yükünü sırtlanırcasına, yetimin beşiğini sallarken ninni yerine kaim eylediği şu mırıldayışı ne muhteşem Ya Rab… Süt emen yavrusunun büyümesini düşlerken, sabır taşını çatlatacak bir sabırla istikbale bu ne anlamlı bakış Ya Rabbi… Kocasını şehit, kendisini dul, bebesini yetim, imanını hapis, minaresini sessiz bırakanlara bu ne hesap sormayı murad ediş ve bu ne hesap sormayı bekleyiş Ya Rab…

“Uyu yavrum uyuyacak günler var
Yarınları gözetleyen günler var
Baban şehit, izlerinde ünler var
O izlerde sende dolaş ninni
Öç gününe tezce ulaş ninni.

Uyu yavrum yine şimşek çakıyor
Şehit baban gelmiş bize bakıyor
Yarasından kızıl kanlar akıyor
O yarayı ben bağlayım ninni
Sen ağlama, ben ağlayım ninni

Uyu yavrum tepesinden haç yatan
Camiler var, bu mu seni ağlatan
Dayanamaz çiğnenmeye bu vatan
Camilere götür hilal ninni
Hem öcünü, hem vatanını kurtar ninni”