giresunguncel @ gmail.com

İstiklal Savaşı’nda Osman Ağa’nın kurduğu çete ve kuracağı alaylara silah gerekiyordu. Bu konuyu da o tarihlerde Bulancak’a bağlı Erikliman Köyü’nden, Karadeniz Bölgesi’nin tanınmış kaptanlarından Bilal Kaptan ile çözmeye devam ediyorlardı. Akçaabat’tan 120 mavzer ve 5 bin mermiyle dönen Bilal Kaptan’a bu kez yine Osman Ağa, “Kaptan, ağabeyim Hacı Efendi’den 250 çuval fındık, 25 çuval da iç fındık al, nerede satarsan sat parası ile de bize silah ve cephane bul, satın al, getir.” diyordu.
Osman Ağa, Keşap dağlarında yanında bulunan 90 gönüllü ve Bilal Kaptan’da, Varna’da Bulgarlara sattığı fındığın karşılığı, parası ile tüfek ve cephane satın alıp, İngiliz Deniz kuvvetlerinin kolcu motorlarına yakalanmadan, Rus kıyılarına çıkıp oradan da Giresun limanına geliyor, silahları Kayadibi’ndeki depoya teslim ediyordu. Rahmetli oğlu Hüseyin (Pala Hüseyin), bana “Enişte, Allah’ında yardımıyla motorda en altta silahlar, üstte mısır konulmak suretiyle yola koyulduğunda, Allah’ın yardımıyla yelkenleri açınca rüzgarın da yardımıyla 3-4 gün içinde babam Giresun’da oluyormuş.” dedi.
Bu arada bölgedeki Rumları silahlandırmak için bir Yunan Kızılhaç gemisi Rum azınlığa doktor, ilaç, yiyecek ve din adamı kisvesi altında Rum çetelerini yönetecek Yunan subayları ve silahları getiriyordu. Gizlice Rusya’ya geçip orada askeri eğitim gören Pontuscu Rum gençleri yine gizlice ve toplu halde, Karadeniz kıyılarına çıkıyorlardı.
Silahlanmış ve donanmış olarak Giresun’da, Taşkışla’ya Pontus bayrağını asmışlardı. Bir gün sanki tüm Giresun nal sesleriyle inledi. Silahlı, silahsız Rumlar; “Osman Ağa geliyor” diyerek kaçıştılar. Taşkışla’ya çıkan genç çeteler, Pontus bayrağını asılı olduğu direkten indirip parçaladılar, yerine göklere uçmak ister gibi çırpınan pırıl pırıl bir Türk bayrağını çektiler.
Osman Ağa gürledi, ‘Kim çekti Pontus bayrağını’ diye. Mahalle Rum mahallesiydi. Kısa bir araştırmadan sonra marangoz Aristidi Bolovani olayın baş suçlusu olarak evinden alınıp, Osman Ağa’nın huzuruna getirildi. Osman Ağa’nın adamları Aristiyi alıp uzaklaştırdılar. Birkaç gün sonra, marangozun cesedi kumsalda bulundu.
Bulancaklı eski Kara Harp Okulu Öğretim Üyesi ve Kırıkkalede Üniversitesi, siyasi tarih Prof. Dr. Mustafa Balcıoğlu, İstiklal Savaşı ile ilgili görüşünü şöyle belirtti; “Eğer Osman Ağa Karadeniz Bölgesi’nde dış destekli Pontus mücadelesinde başarılı olsaydı, Pontus bölgeye hakim olsaydı, Kafkaslardan yürüyen Rus ordusundaki Ermeniler Batı bölgesinden, İzmir üzerinden yürüyen Yunan ordusu kuvvetleri üçlü bir saçayak halinde Anadolunun ortasında, Ankara’da buluşacaklardı. Ve böylece Sevr Anlaşması yürürlüğe girecekti. Giresunluların İstiklal Savaşı’nda ve Kafkas muharebelerinde çok önemli bir yeri vardır.” dedi.
Giresunlular, Türk milletinin Kurtuluş Savaşına 2 gönüllü alay, Sarıkamış harekatına da 2 gönüllü alay olmak üzere 4 alayla katılmışlardır. Kurtuluş Savaşlarında böyle bir örnek mücadele savaşları yoktur. Ayrıca, silahlarını mermilerini de Giresunlular satın alıp, temin edip, İstiklal mücadelesinde başarılı olmuşlardır.
Giresun’un adının önüne mutlak bir kelime konularak tüm Giresunlular onure edilmelidir.
Giresun Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Sayın Ali Kara’nın da, Giresunlu gönüllülerden oluşan 89. ve 94. Alay olmak üzere, Sarıkamış yürüyüşüne 42. ve 47. Gönüllü Alaylarımızda, Kurtuluş Savaşına katılarak, iki cephede 4 Giresun Alayı, ülkemizin zor günlerinde çarpışmışlardır. Onlarla ne kadar çok övünç duysak azdır. Sayın Kara’nın, Giresunluların Sarıkamış yürüyüşünü yıllar sonra Erzurum Akşar Boğazında anıtlaştırması, takdire değer bir olaydır. Kendisine bu teşebbüsündeki başarısından dolayı teşekkür ediyoruz…