info @ giresunguncel.com.tr

Yeni bir eğitim öğretim yılı daha başlıyor. Okullar açılıyor. Ders zili yeniden çalacak ve yavrularımız sınıfları yeniden dolduracak. Sabah erken kalkılacak, özlenen arkadaşlarla vuslat gerçekleşecek, okullar çocuk sesleriyle şenlenecek. Gençler hayallerine kavuşmak için sınavlara hazırlanacak. Büyük maraton başlıyor dostlar.
Eğitilmek, öğrenmek insanı diğer varlıklardan ayıran en önemli özelliktir. İnsan, anne karnından doğduğu andan itibaren öğrenmeye başlar. Aile ilk okuludur. İnsan yürümeyi, konuşmayı, oturup kalkmayı, ağlamayı, gülmeyi, duygulanmayı, sevmeyi ve daha pek çok şeyi ailesinde öğrenir. İyi bir insan olmanın da, kötü bir insan olmanın da ilk tohumları ailede ekilir. İnsan ailesinden ne gördüyse onunla şekillenir. Yeni doğmuş bir bebeği yoğrulmuş bir hamur gibi düşünürsek, ilk şeklini ailede yoğrularak alır. Daha sonra sosyal bir çevreye üye olur. Arkadaşları, dostları, akrabaları, ailesi bu sosyal çevrenin birer üyesi olur.
İnsan eğitime ve öğretime ihtiyaç duyar. Her şeyi bilme imkanımız yoktur. Bilmediğimizi öğrenmemiz, öğrendiğimizi hayatımıza uygulamamız gerekir. Sadece bilgi düzeyinde kalan, hayatta hiç uygulanmayan bilgi, kuru bilgi olmaktan öte bir işe yaramaz. Ne demek istediğimizi bir örnekle açıklayalım, hırsızlığın kötü bir şey olduğunu bilen bir insan, bunu bilmesine rağmen başkalarının mallarına zarar veriyorsa, bu bilginin ona hiçbir faydası olmaz. Bilakis zararı olur. Hırsızlığın kötü olduğunu bilip, bu davranıştan uzak durmak ise öğrendiğimizi, ve bu bilgiyi hayatımıza uyguladığımızı gösterir. Bu konuda bilinçli davrandığımızı gösterir.
İşte bu bilinç, aile ve okullarda oluşturulmalıdır. Aile ve okul el ele vererek, öğrenmeyi ve öğrendiklerimizi davranışlarımıza yansıtmamızı sağlamalıdır. İkisi arasındaki iş birliği, vatanına milletine hayırlı evlatlar yetiştirmemize olanak sağlamalıdır. İşte sırf bu yüzden okullarda verilen eğitimin kalitesi yüksek olmalıdır. Her şeyiyle okul, öğrenilen bilgilerin davranışa dönüştürüldüğü yer olmalıdır. Öğrenen çocuk, eğitilmeli, öğrendiklerini davranışlarına yansıtmalıdır. Yoksa kuru bilginin ne çocuklarımıza ne de bizlere faydası olmaz.
Hiç bilenle bilmeyen bir olur mu dostlar? Bilgi gelişen teknolojiye bağlı olarak sürekli yenileniyor. Ömrümüzün her anı bu yeniliklerden haberdar olmamız gerekiyor. Bunu yaparken insanlığımızdan, manevi değerlerimizden ödün vermememiz büyük önem arz ediyor. İşte bütün bunların yolu iyi bir eğitim öğretimden geçiyor.
Çocuklarımıza, Allahı, peygamberi,doğruyu, güzeli, başkalarını düşünmeyi, başkalarına saygı duymayı, adaletli davranmayı, ailemizi çok sevmeyi hem okullarda hem evlerimizde öğretmeliyiz. Ailede anne babalar, büyükler, okullarda öğretmenler olarak örnek olmalıyız onlara. Davranışlarımızla, güzel insan olmaları için çaba harcamalıyız. Ailenin eksik bıraktığını okul, okulun eksik bıraktığını aile tamamlarsa işte o zaman istenilen sonuçları alırız. Aksi durumda birbirimizi yetersizlikle suçlayıp dururuz. Bu durumda da elimizde kocaman bir hayal kırıklığı kalır.
Kimse kimseyi suçlamasın. Üzerimize düşeni yapmaya gayret edelim. Eğitim kurumlarımız, öğretim yuvası olmanın yanında, hayatı öğrendiğimiz yerler olsun. Edindiğimiz bilgiler günlük hayatımızı şekillendirsin. Körpecik zihinler ellerimizde yeşersin. Unutmayalım ki ahlaklı bireyler yetiştiren toplumlar tarihe kalıcı izler bırakabilirler.
Yeni eğitim öğretim yılımız vatanımıza, milletimize güzellikler getirsin duasıyla.
Hayırlı cumalar dostlar.