info @ giresunguncel.com.tr

Utanmak, yani ar etmek insanın yüzünün kızarması demektir. Yapılan davranış yanlış olunca, insan yaptığının doğru olmadığını anlamalı ve pişman olmalıdır. İşte bu pişmanlık utanma duygusunu ifade eder. Bir daha aynı davranışı yapmaktan vazgeçmekte utanma duygusunun sonucudur.
Utanma insanı frenleyen bir duygudur. Yapılmaması gereken, yapıldığında Allah ve rasulünün hoşuna gitmeyecek her davranış utanmayı gerektirir. Bu davranışlar toplum nazarında da ayıptır. Kabul görmez. Yapan kınanır. Bu durumu efendimiz şu hadisinde ne güzel ifade ediyor: Allahtan korkmuyorsan dilediğini yap. Utanmıyorsan dilediğini yapabilirsin.
Dilediğimiz gibi yaşayamayız dostlar. Bu hayat sadece bizim değil. Bu toplumda sadece biz yaşamıyoruz. Davranışlarımız, önce bizi, sonra ailemizi ve toplumu ilgilendiriyor. Ben dilediğim gibi yaşar, istediğim gibi davranırım bana kimse karışamaz, diye bir şey olamaz. Herkes dilediği gibi yaşar, kural kanun tanımazsa toplumda kaos çıkar. İşte sırf bu yüzden Allah inancı ve korkusu, utanma duygusu ile birlikte bizi frenlemelidir. Bir davranışı yaparken sonuçlarını düşünmeliyiz. Bu davranışım kimi ne kadar etkiler, bana yansıması nasıl olur sorularını kendimize sormalıyız.
Utanma duygusu insanı değerli kılar. Yapılan hareketleri Allahın terazisinde tartıp, vicdanımızın onayına sunduktan sonra yapmamız gerektiğini bize hatırlatır. Her yerde ve her zaman bizi gören Allahımız var. O zaman utanılacak bir şey yapmamalıyız, cümlesi hayat prensibimiz olmalıdır.
Kıymetli dostlar, zaman zaman siz de şahit olursunuz, gençlerden çok şikayetçi olunduğuna. Utanmayı bilmediklerinden, akıllarının bir karış havada olduğundan, rahata çok alıştıklarından, özgür olmak istediklerinden dem vurulur. Gençlik kanın hızlı aktığı, insan ömrünün en deli çağıdır. Çocukluktan itibaren yatırım yaparsak onlara biz kazançlı çıkarız. Ama aileden hiçbir şey görmemiş, orasını burasını göstermesi telkin edilerek büyütülmüş gençlerden fazlasını beklemek doğru olmaz. Biz eve misafir geldiğinde utanarak hoş geldiniz deyip, odasına çekilen gençleri özlüyoruz. Gencin utanması, yanaklarının kızarması ne kadar değerlidir. Efendimiz bir hadisinde bu konuya, haya yani utanma güzeldir, gençte olursa daha da güzeldir diyerek dikkatlerimizi çekiyor.
Utandığı için kızaran o öpülesi yanaklar. Haya duygusuyla kısılarak güzelleşen ahu gözler. Genç güzelleştikçe çevresi de güzelleşir. Ev ortamı güzelleşir.
Anlatmalıyız gençlerimize. Küfürlü konuşmanın marifet olmadığını, evde dolaşmaya haya edilmesi gereken kıyafetlerle sokakta dolaşılmaması gerektiğini, diğer gam olmayı öğretmeliydik onlara. Genç kızlarımızın küfürlü konuşmalarına sıkça şahit oluyorum. Üzülmekten öte bu durumdan hepimizin sorumlu olduğu gerçeği ürkütüyor beni. Biz gençlerimizden haberdar olmalıyız dostlar. Manevi değerlerimizi işlemeliyiz onlara ilmek ilmek. Sonra kaybediyoruz onları. Ruhu yıpranmış, bir gayesi olmayan, elit olmayı bazı yerlerde takılmak zannedip, özgürlüğü başkalarının hayatı üzerinde tepinmek zanneden bir varlığa dönüşmelerini sadece seyrediyoruz.
Haya utanma duygusu güzeldir. Gençte olursa daha da güzeldir. Bunu unutmamak ve unutturmamak bizim görevimizdir. Rabbim utanma duygusunu içimizden almasın duasıyla.
Hayırlı cumalar dostlar.