info @ giresunguncel.com.tr

İslam dininin beş temel şartından birisi de Hac ibadetidir. Zengin olan Müslümanların ömründe bir kere hacca gitmesi gerekir. Bu günlerde hacı kafileleri yavaş yavaş kutsal topraklara doğru yola çıkıyor. Biz kurban bayramını kutlarken onlar, Arafat ta vakfe yaparak hacı olacaklar Allahın izniyle.
Hac, dinimizin en özel ibadetlerinden biridir. Hacı olabilmek için, ihram adı verilen iki parça beze bürünmek, hac günlerinde Arafat’a çıkmak, Kabe’nin etrafında tavaf yapmak gereklidir. Hacer annemizden kalan say ibadeti de haccın vaciplerindendir.
Hac yolculuğu günler öncesinden başlayan bir heyecanla sarar Rahmanın misafirlerini. Hazırlıklar yapılır, helallikler alınır ve kutsal yolculuk başlar. Hacılar kafileler halinde lebbeyk, sana geliyorum ya rabbi, günahlarımla, hatalarımla. Affına, rahmetine, merhametine geliyorum. Beni huzuruna kabul eyle duasıyla başlarlar bu yolculuğa. Bu öyle bir yolculuktur ki sonunda vuslat vardır, bağışlanma vardır, annemizden doğduğumuz gün ki gibi ter temiz olma fırsatı vardır.
Hava alanında başlayan heyecan uçağın havalanmasıyla doruk noktaya ulaşır. Telbiyeler, ilahiler, Allaha ve peygamberine olan özlemleri dile getirir. Göz yaşları içinde, yüreklerde hasret ve kavuşmanın yangını eşlik eder hacılara. 
Hac ibadetini yapmak üzere Mekke, şehirlerin anası bekler misafirlerini. Bir anne sıcaklığında karşılar milyonlarca hacıyı. Dünyanın her yerinden, dili, rengi, kültürü farklı binlerce Müslüman buluşur Kabenin etrafında. Işığa koşan pervaneler gibi, koşarlar bağışlayıcı olan Allaha.
Kabe yer yüzünde Allaha ibadet için kurulan ilk evdir. Tavaf haccın olmazsa olmazı bir ibadettir ve Kabenin etrafında dönerek yapılır. Her bir dönüş, günahlardan dönmeyi, Allaha söz vermeyi, manevi olarak arınmayı temsil eder. Dualar dökülürken yüreklerden, göz yaşları sel olur adeta. Rahman olan Allah, bütün kullarını ayrım yapmaksızın misafir eder. Sırf bu yüzden hacı incitemez diğer hacıyı. Kötü söz söyleyemez, kalbini kıramaz mümin kardeşinin. Herkes istisnasız Allahın misafiridir.
Arafata çıkmak ta haccın olmazsa olmazlarındandır dostlar. Kurban bayramı günlerinde Arafat ta bir süre beklemek gerekir. Arafat mahşerin bir provasıdır adeta. Eller duaya açılır, dudaklardan tövbe, gözlerden yaş akar da akar Arafat meydanında. Herkes eşittir bu meydanda. İhram hacıların tek kıyafetidir. Zengin, fakir, esmer, beyaz, kadın erkek Allahın kulları bir tarağın dişleri gibi eşittir. Üstünlük ancak kalplerde, amellerde ve samimiyettedir. 
Arafat tan sonra seller gibi Müzdelife’ye oradan da şeytan taşlamaya gider hacılar. Şeytana geçit yoktur hacının hayatında. Besmeleler çekilir, taşlar atılır. Atılan her bir taşla, söz verilir yaratana.
Hac her bir sembolünde binlerce mana yüklü, feyiz dolu bir ibadettir. İbadet Mekke şehrinde yapılır. Ancak Medineyi, orada peygamber efendimizi ziyaret etmeden dönemez hacılar. Efendimiz sımsıcak karşılar bizi Medine de. Onun gezdiği sokaklarda gezmek, onun kokusunu getiren sabah rüzgarlarını hissetmek  lezzetlerin en güzelidir. İki güneşi vardır Medine’nin. Biri dünyayı ısıtan maddi güneş, diğeri de manevi güneşimiz, göz aydınlığımız, efendimiz, peygamberimiz.
Allah bütün hacılarımızın ibadetini kabul eylesin. Bizlere de günahlarımızdan arınmayı nasip eylesin duasıyla.
Hayırlı cumalar dostlar.