info @ giresunguncel.com.tr

İnsan hayatı yolculuk yapmakla geçer. Yollarda olmak, özlenene, hasret duyulana kavuşmayı anlatır. Her yolculuk, kavuşmanın, vuslatın adıdır aynı zamanda. Yollar uzadıkça hasret, sevgiliye duyulan özlem katlanır. Yolcu bilir ki yolun sonunda, kavuşma vardır.
Yolculukların en kıymetlisi Allah ve Resulune olanıdır dostlar. Hac ve Umre ibadeti bu açıdan vuslatı en çok hak eden yolculuktur. Heyecan günler öncesinden sarar yolcuları. Allah ve rasulune misafir olmak, Mekke ve Medine’yi ziyaret etmek paha biçilemez bir huzur yaşatır insan oğluna. Sıradan bir yolculuk değildir çıkılacak yolculuk. En yüce dosta ve sevgilinin sevgilisine gider yolun sonu.
Günler öncesinden başlayan heyecan hava alanında zirveye ulaşır. Lebbeyk nidaları sarar her yeri. Göz yaşları sevgiliyle buluşmanın özlemiyle akar da akar. Mekkeye gidecek olan umreciler, ihramlarını hava alanında giyerler. Dünya hayatından soyutlanmanın adıdır ihram. Saygıya layık olana iltifat etmektir. Dünyalık ne varsa geride bırakıp, sevgilide yok olmaktır. Elbiselerden soyunup ihram bezine bürünmek görünür kısmıdır işin. Asıl ihrama manevi olarak girilir. Harama el sürmemenin, dile haramı söyletmemenin, gönül incitmemenin, üstünlük iddiasında bulunmamanın adıdır ihram. Herkes eşittir ihramın içinde. Üstünlük ise ancak takvadadır, kalpteki samimiyettedir.
Uçak lebbeyk nidalarıyla iner Cidde havalimanına. Sımsıcak bir hava karşılar sizi. Rahmanın misafirleri, otobüslerle Kabe ye doğru yol alır. Kalpler daha önce hiç böyle atmamıştır. Hep ekranlardan seyrettiğimiz Kabe birazdan karşımıza çıkacak. Bu heyecana kalp dayanmaz dostlar. Umreciler, Kabeyi ilk gördüklerinde hangi duayı yapacaklarına karar vermeye çalışırken, işte Kabe tam karşımızda. Yıllardır edilen dualar, yapılan hayır ve hasenatlar, okşanan yetim başları işte şimdi tam olarak anlamını bulmuştur.
Kabe’nin etrafında tavaf yaparken mahşeri yaşıyor gibi oluruz. Kalabalık alabildiğine. Kimse kimseye dokunmuyor, eziyet yok. Kem bakış yok. Her renkten, her boydan, her milletten insan, aynı yaratanın huzurunda secdeye kapanıyor. Kimse kimseyi tanımasa da dudaklarda hep gülümseme. Dünyalık yüklerden kurtulmak herkesin ortak hedefi.
Mekke şehirlerin anası. Teslimiyetin, vefanın şehri. Nasıl olmasın ki. Hazreti Hacer annemiz ve Hazreti Hatice annemiz dinleniyor bağrında. İki asil, fedakar, iki örnek kadın. Şehirlerin anasında, anneliğin iki mümtaz ismi.
Mekkeden sonra umrecilerin rotası Medineye döner. Aşkın şehridir Medine. Bastığımız yer,yürüdüğümüz yollar, soluduğumuz hava hep peygamberimizdir. Onun dolaştığı yerlerde dolaşmak, namaz kıldığı mescitte namaz kılmak, Ravzasına girip cenneti koklamak. Medine sımsıcak bir şehirdir dostlar. Çünkü iki güneş vardır Medinede. Biri normal yeryüzünü ısıtan güneş, diğeri de ruhlarımızı ısıtan Allah rasulü.
Zaman durur Medinede. Allah rasulu ev sahibi. Ev sahibi sevgilinin sevgilisi olunca misafir olan bizler daha özel hissederiz kendimizi.
Umre ibadeti bitip ayrılık vakti gelince dostlar, dönmek istemiyor insan. Sanki gurbette değilde evimizde gibi hissediyoruz kendimizi. Hele de Kabeye ve Allah rasulune veda etmek zor gelir bizlere. Rabbim tekrar nasip eyle duasıyla, kalplerimiz bu kutsal beldelerde kalarak döneriz evlerimize. Duyunca her yıl umreye gidenleri, onlarla gidesimiz gelir defalarca. Kızmayalım her yıl umreye gidenlere. Gönül oralarda kalınca, çağırıyor yaratan tekrar tekrar. Sonu olmayan, vuslata eremediğimiz yolculuk bitmiş sayılmaz dostlar.
Rabbim, gidemeyenlere bu lezzeti yaşatsın. Gitmek isteyenlere tekrarını nasip eylesin.
Hayırlı cumalar dostlar.